GÜZELLIK VE MAKYAJ: Makyajin Tarihi

Bakimli olmak özellikle bayanlarin hayatinda önemli bir yer aliyor. Annem bile 70 yasinda olmasina ragmen hala her sabah ve aksam mutlaka yüz kremini kullanir. Bu sadece erkeklerin begenisini toplamak icin yapilan birsey degil.Psikolojimiz icin bir nevi besin olarak kendini iyi hissetmek ve aynaya baktiginda memnun kalmak icin her türlü bakimimizi yapariz. Bakimli gözükmek icin sacimiz ve giyimimiz disinda yüz güzelligimizi ortaya cikarmak icin makyaji kullaniriz.
Pudra,far,allik,ruj diye malzemeler listesi uzayip gidiyor. Bazi bayanlarin kücük bir servet degerinde koleksyonlari var. Itiraf ediyorum ki ben de onlardan biriyim.
Ama makyajin ne zaman ortaya cikip ne icin kullanildigini hic merak ettiniz mi? Makyaj sadece kadinlarin güzel gözükmesi icin mi icat edildi? Ilk olarak kullanilan malzemelerin icerigi neydi? Nedense böyle konular benim ilgimi cekiyor ve ufaktan arastirip ögrendiklerimi sizinle paylasiyorum...




Makyajin Tarihi





Arastirmalara göre makyajin tarihi neredeyse insanoglunun var olusu kadar eskidir.Bulunan deniz kabuklarinin icinde olan sari,kirmizi ve siyah renkli maddeler bundan 50.000 yil evvel bugünkü Ispanya yarimadasinda saman ritueller icin kullanilmis. Dünya capinda magralarda gördügümüz duvar resimlerinde zamanin insanlari yüz ve vücutlarini farkli renkler ile süslemisler.Günümüzün Afrika kitasinda bulunan Massai ve Nubalar hala asi boyasi,kirec ve kül ile geleneksel seklide vücutlarini ve yüzlerini boyuyorlar.

Nefertiti
Misirda arkeolojik kazilar esnasinda m.ö. 2500 dan itibaren günes isigindan korunmak icin kullanilan krem ve yaglar bulunmustur. Onun disinda misirlilarin allik ve dudak boyasi kullandiklari tespit edilmistir. Inanclarina göre gözler büyük önem tasiyordu cünkü günes tanrisi Ra´nin simgesiydi. Rahibler tarafindan özellikle yesil ve siyah boyadan olusan karisimlar ile gözlerin etraflarini boyuyorlardi.Edfu tapinaginda bu karisimlarin tarifleri bulunmustur. Malzemelerin icerikleri dogada bulunan tas ve bitkilerden elde ediliyordu.Genelde malakit tozu (yesil),lopcuk (mavi), kömür ve yag karisimlari (siyah),zincifre (kirmizi) ve galenit (gri ve tonlari) renkleri elde etmek icin kullanilmis.

Eski romali bayanlar anca yunanistanin fetihinden sonra makyaj ile tanismislar. O zamanlarda kullanilan ilk rimeli yakilmis sise mantarlarin kalintilarindan elde ediyorlarmis. Onu cikarmak icin zeytinyagi,eseksütü ya da kecisütü kullanmislar. (Not: Ben gözmakyajimi da zeytinyagi ile temizliyorum,bence en güzel o cikariyor tavsiye ederim.)

Ortacagin avrupasindaki eliter kesimin bayanlari bembeyaz ve pürüzsüz ciltleri ile bilinirdi. O zamanlarin güzellik ideali beyaz cildin üst sinifin mensubunu gösteriyordu.Yani zengin ve aristokrat ailenin bayanlari günese cikmayip agir islerden uzak olduklari icin halkin kadinlarindan kolayca ayirt edilebiliyordu (kiyafetler disinda bu cok önemli bir statü sembolüydü).Uzak doguda bu hala bir güzellik simgesidir. Ama tabiiki herseyin en´i oldugu icin dogal hallerinden daha da beyaz olmak isterlerdi (kirec misali).Bu mükkemmel beyazligi elde etmek icin yüksek derecede zehirli olan kursun oksit´ i kullaniyorlardi. Bu madde ciltte apselere yol aciyordu. 


Rönesans döneminde 1.ci Elisabet tarafindan cok kullanilan yanak ve dudak boyasi moda oldu. Kirmiz böceginden elde edilen kirmizi rengi ruj olarak kullaniyorlarmis.
17, ci yüzyil da ben modasi ortaya cikti. Onu boya yerine deriden, ipekten ya da kadifeden yapiyorlardi.

18. ci yüzyil dan itibaren yüzü beyazlatmak icin kursun oksit´ in yani sira civa,kalay oksit ve talk tozu kullaniliyordu.Dudaklar ve yanaklar icin gereken kirmizi boyayi saflor,kirmiz,sekoya agaci,sandal agaci ve zincifre den üretiliyordu.Bu arada saci boyamak da moda olmustu. Pomadi saca sürdükten sonra özel sac pudralar ile sacin dogal rengini degistiriyorlardi. Bugday ya da pirinc nisastasini kömür tozu ile karistirinca gri, okra ile karisinca sariyi ve kirmizi elde etmek icin önceden bahsettigim maddeler ile karistirilip saca uyguluyorlardi.Tabiiki bu kalici boya degildi.

19. cu yüzyilin ortalarinda insanlarin bilinclenmesi esliginde kozmetik ürünler arastirmalarin ortaya cikardigi sagliga zararlarin etkisi altinda bir evrim gecirdiler. Kursun oksit yerine cinko oxit, bor nitrür, pirinc unu ve talk pudrasi kullaniliyordu. Kirmizi renkler karmin den elde edilmeye basladi.



Ilk ruj 1915 yilinda dünyaya tanitilmis. Bu kozmetik endüstrinin en önemli icatlarindan biriydi. Zamanla far ve rimel de bayanlarin makyaj cantalarinin olmazsa olmazi haline gelip kozmetik endüstrisi ciddi sekilde ekonomide yer almaya baslamis.


Max Factor

Kozmetik ürünlerin seri sekilde üretilmesinin piri Max Factor dir. Zamanin starlari Joan Crawford, Greta Garbo ve Gloria Swanson´un makyaj stillerini Factor yaratmistir. 


Helena Rubinstein
Onun disinda kozmetik endüstrisinin önemli isimleri iki büyük rakip ve oldukca hirsli olarak bilinen Elizabeth Arden ve Helena Rubinstein dir. Onlar zamanina damgasini vuran isimler ve ürünleri hala sonradan piyasaya cikan markalar tarafindan defalarca kopyalayip gelistirilmistir.


Elizabeth Arden



ÇOCUK & AILE: Çocuğunuz ile sağlıklı iletişim nasıl kurabilirsiniz

Cocugum ile iletisim kurma sekli günden güne degisiyor diyebilirim. Berrak su anda 2,5 yasinda ve yeni yeni cümle kurarak kendini ifade etmeye calisiyor. Malesef kelimelerin telaffuzunda güclük cektigi icin söylemek istediklerini anlamak bazen zor oluyor. Bu da arada onun caresizliginden dolayi öfkelenmesine sebep oluyor. Onu sakinlestirip soru ve hareketlerini gözlemleyerek ne demek istedigini anlamaya calisiyorum. Elbette zamanla engeller asilip is kolaylasacak,ama o zaman farkli sorunlar yasayacagimizdan eminim. Cünkü anlamak sadece kelimenin anlamini bilmek degildir.
Iletisim kurmak emek ve sabir isteyen birseydir. Gündelik hayatimizda da bunu sürekli görüyoruz ki, söylemek istedigimiz ve gercekten anlasilan arasinda daglar kadar fark oluyor. Vücut dilimiz, kullandigimiz kelimeler ve mimiklerimiz bunun sebebi olabilir. Ayni sekilde karsi tarafin ilgisizligi, ön yargisi ya da yanlis yorumlamasi anlatmak istediklerimizin farkli algilanmasini saglar. Bu cocuklarimizla kurdugumuz iletisimde de sorun olustururyor. Diyalogun sonunda kendi kendine „Beni kimse anlamiyor...“ diye düsünmesi ile sonuclaniyor.





Ama cocugumuzla saglikli iletisim kurmanin altin kurallari nedir?
Ilk etpta cocugunuzun hislerine saygi duyup ona ilgi göstermeniz gerek. Genel olarak onu yaptigimizi düsünüyoruz.Ama bu gercekten öyle mi? Cocugunuzun „Anne sicakladim“ dediginde „Hayir tatlim,bu havada sicaklaman mümkün degil. Ceketini cikarma,üsütüp hasta olursun.“ cevabini kac kez verdik? „Baba, cok uykum var...“ diye karsimizda bayilacakmis gibi baktiginda „Oglum ne uykusu?? Daha yeni yataktan kalktin.“ dedigimiz hic olmadi mi? Olmustur elbette. Ama böylece cocugun hislerini ve duygularini önemsiyormuyuz? Hayir. Böyle empati kurmak mümkün degil sayin ebeveynler. Ilestisimi kurarken öncelikle karsinizdaki kisiyi anlamaya calisin. Yetiskin yada cocuk farketmez.Bir birey var önünüzde. Siz cocugunuz icin hayatinda en önemsedigi yetiskinsiniz. Cocugunuz üzgün,korkmus yada sıkılmıssa hislerini güvendigi anne veya babasinlan paylasmasindan daha dogal ne olabilir? Onu ciddiye alin. Hislerine sayginizi gösteririken

  • onu dikkatli ve sakin bir sekilde dinleyin,
  • anlattiklarina kisa cevaplar ile ilginizi gösterin ( „Anliyorum“, „evet“ vs),
  • hislerinin adini koyun („ Bu seni cok üzmüstür“, „acimistir canim,eminim“ gibi).

Simdi kendiniz hakli olarak bana bu soruyu soracaksiniz: Tamam ben cocuguma o anlayisi gösteriyorum. Ama o beni anliyor mu acaba? Bunu nasil saglayacagim?
Bazi ebeveynler cocuklarina sitem ederler :„Sen niye birseyi dogru yapamiyorsun??“, „Sende sorun ne,cocgugum??“gibi mesela.
Baskalari bagirip cagrirlar. Bazilari da tehdit eder („Hemen ayakkabini giymezsen sensiz gideriz,haberin olsun!!“) ya da emir komutlari ile cocuklari dizginlemeye calisirlar („Hemen odana git,yeter artik!!“). Bunlar gibi bir cok taktik cocuklarimizda negatif hisler olusturuyor. Ama sizi anlamakta yine de güclük cekiyor olabilir. Size burada Adele Faber ve Elaine Mazlish ´in gelistirdikleri iletisim taktiklerini sunmak istiyorum. Muhtemelen hepsi cocugunuzda ise yaramayabilir. Ama denemekte fayda var ve en azindan rutin hareketlerinizin disina cikmis olursunuz:

  1. Cocugunuza sorunu sakin sekilde izah etmeye calisin. Bu davranis onun olayi anlamasini kolaylastirir. (Misal: „Banyodaki isik hala yaniyor, tatlim.“)
  2. Bilgi vermeye calisin. Sitem edenebeveyni cocuklar dinlememekte direnebilirler. Ama kiziniz 159 cu kez sütü sicak bir yaz gününde disarida birakirsa „ Aylin canim, süt sicak havada acikta durursa eksir.O yüzden dolaba koyuyoruz“ dediginizde onu en azindan düsünmesini saglayip,yaptiginin sonucunu gösterebilirsiniz. Ve muhtemelen birdaha ki sefere hemen geri koyar.
  3. Mevzuyu gerektiginden fazla uzatmayin. Cocuklar bitmeyen monologlardan cabuk sıkılırlar.Ve kulak asmazlar.Diyeceklerinizi kisa cümleler kurarak iletmeye calisin. (Misal: „Hadi cocuklar, disleri fircalayip yataga.“,“ Berk,yemegin hazir“)
  4. Hislerinizi cocugunuza aciklayin. Onu ögrenmeye hakki var. Hem sizin de süpermen olmadiginizi,onun gibi kirilan ve üzülen bir insan oldugunuzu anlayacaktir. Gözünüz gibi baktiginiz ciceginizi yine topu ile devirince bagirmak yerine bunu deneyin: „ Oglum, bana bu cicegi baban hediye etti. Onu cok seviyorum ve sen dikkat etmeyip ona zarar verince cok üzülüyorum.“
  5. Ona kücük notlar yazin,mesela „ Merhaba Cansu, biliyorum ödevilerin var ve oldukca yogunsun. Ama baleye gitmeden cöpü cikarirsan memnun olurum,canim. Öptüm seni kocaman,Annen“ Böylece onun programini önemseyip üstüne düsen vazifeyinin unutmamasini saglamis olursunuz.

Cocuguklarimizin özgüvenini güclendirmek icin alisilmis laflar kullaniyoruz. Aferin,bravo ve cok güzel gibi sözler kulaga hos gelir ama cocugunuzun performansini hicbir sekilde yansitmiyor.
Basarisini yorumlayin:

  • Gördügünüzü özetleyin ve hislerinizi dile getirin: „Ben temiz ve düzenli odani gördüm. Bu cok hosuma gitti.“
  • Yaptigini takdir edin: „ Ödevilerini programli yapman organizasyon yetenegini gösteriyor. Bunu herkes basaramiyor.“
Bu basit yöntemler ile olumsuz hisler yaratmadan cocugunuz ile iletisiminizi kolaylastirmanizi saglamis olursunuz.Tabiiki hemen herseyin düzelecegi anlamina gelmez ve emek vermeden birsey elde edemezsiniz. Verdigim misaller size yön göstermek icindir.Kendinize has bir dille konusmaniz ciddi oldugunuzu gösterir ve ezberlenmis laflardan daha samimidir. Zamanla ve sürekli uygulayarak olumlu sonuclar alacaginizdan eminim.Pozitif ve sakin olun, sevgi ile sorunlarinizi cözeceksiniz... :))

Kaynak ve ilgili Kitap:



ETKINLIKLER: Berika´nin Günlügü blog kesif etkinligi



Berika´nin Günlügü tarafindan düzenlenen güzel bir etkinligi sizinle paylasmak istiyorum. 
21 Subatta baslayip bayan blogclarin agirlikli olarak katildigi etkinligi bana yeni blogger arkadaslar ile tanisma firsati verdi. 
Kitlenin daha da genislemesi icin bende katkida bulunmak istedim ve sizinle buradan paylasiyorum. 

Katilmak ve bilgi edinmek isteyen arkadaslar buradan etkinlige ulasabilirler:

Berika´nin Günlügü blog kesif etkinligi

ETKINLIKLER: Reklamsizsiniz de bloglar icin yeni etkinlik



Herkese Merhaba,

bundan sonra ara ara cok begendigim ve katildigim etkinlikleri (google+ ya da baska sitelerde) size tanitacagim. 

Reklamsizsiniz diye site tanitim,imleme ve site analiz servisi veren platformun gecen hafta baslayan site tanitim etkinligine ben de katildim. Yogun katilimi üzere devam etmekte olan bu etkinlige her blog veya site katilabilir. Katilan Blog ve sitelerin sahipleri haftanin iki gününde (carsamba ve cuma) katilan diger site ve bloglari ziyaret edip en azindan bir yorum birakacaklar. 

Etkinlige farkli brans ve konulardan katilan siteler var,yani misal olarak tek makyaj yada yemek siteleri degil. Ben bu etkinlikten cok keyif aldim. Alistigimin disina cikan konular ile temas ettim ve benim konular ile alakasiz site sahiplerinin önerileri ufkumu acacak nitelikteydi. Farkli bakis acilarindan degerlendirmeler sitenize mutlaka faydasi olacaktir.

Etkinlik ile ilgili daha fazla bilgi almak isterseniz buraya tiklayin: 

Reklamsizsiniz de site tanitim etkinligi

Sizde bu etkinligi paylasirsaniz seviniriz... :) 


Özgecan Aslan için adalet kampanyası



Son yıllarda gittikçe artan tecavüz olayları ve cinayetler kadınların değeri degenere olmuş bir toplumda ne derece düştüğünü açıkça gösteriyor. 13 şubatta zirve yaparak Özgecan adında 20 yaşında kızımızın vahşi ölümüne sebep oldu. 
Bunun üzeri ayaklanan sosyal medya ve ağırlıklı kadınlardan oluşan protestolar artık buna göz yummamamızı ve katillerin ceza almasını dünyaya haykırıyorlar. Kadınlarımız, kızlarımız, bebeklerimiz hatta hayvanlar bile bu vahşi zihniyetlerden korunamıyorlar. 
İğrenç ve kan donduran olaylar korku ve yasaklarla dolu bir hayata hapsediyor, sus diye en yakınındaki erkeklerden yaşadıkları tacizlerin üstü örtülmesi bekleniyor. Bu zihniyetin değişmesi yıllar alır eminim,ama caydırıcı cezaların artık gelmesi için hepimiz üstümüze düşeni yapmalıyız. 
Yarın kızımız, eşimiz ve kardeşimiz rahat bir hayat sürdürsün diye...

Lütfen duyarlı olalım ve bu kampanyaya en azından imzamızı atıp destek verelim:




MUTFAK BILGILERI: Baharatlar Serisi Link listesi

Size aradiginiz Baharat ile ilgili bilgilere daha hizli ulasmak icin asagida tüm linkleri listeledim, umarim yazilarimi begenirsiniz ve isinize yarar …





MUTFAK BİLGİLERİ: Baharatlar (12.Bölüm)

Baharatlar mutfagimizda önemli bir yer almaktadir.
Hic bir Yemek, Tatli ya da en basit Salata bile onsuz düsünülmez. Baharatlar cok genis bir yelpazeden olusan dogal ürünlerdir. Bazilari toplanip komple kurutulur, bazilarin da kökleri ya da saplari kurutulup toz haline getirilir.
Bir kac tanesi de ayni sekilde taze de tüketiliyor (Nane,Maydanoz vs.).
Doga da bulunan her ürünün sifali bir etkisi vardir. Bunlari da göz ardi etmemek lazim. Sonucta vücudumuza giren bütün maddeler sadece tadlariyla bize zevk vermek disinda sagligimiza katkida bulunuyorlar.
Türkiyede en cok kullanilan Baharatlar ve özelliklerini kisaca bu dizide siraladim. Ayrica hangi yemeklerde kullanildigini da belirttim.

Eger ekleme yapmak isterseniz, yorumlarda katkida bulunabilirsiniz.

    Vanilya:

    (latince:Vanilla planfolia,ing.: Vanilla)

Vanilya tam bir tropik bölge bitkisidir. Essiz güzellige sahip olan cicegi aromasini ve tadini daha denemeden göze yansitiyor.Anavatanlari Meksika,Madagaskar,Cava ve Antillerdir. Safrandan sonra dünyanin en pahali baharatidir.

Ruhsal bunalim yasayanlara iyi gelen Vanilya ayni zamanda vücudu da güclendiriyor. Onun disinda hazmi kolaylastirip sinir bozukluklari da gideriyor.Solunum yollari temizleyip öksürükten de kurtaran Vanilya güclü sifa kaynagi oldugunu bu sekilde gösteriyor.

Cogu tariflerde karsilastigimiz Vanilin ile Vanilya karistirilir. Vanilya tamamen dogal ve oldukca pahali bir üründür. Vanilin ise Vanilyanin icinde bulunan ve kokusunu saglayan ana etken maddenin sentetiklestirilmis bir gida katkisidir. Kisaca Sekerli Vanilin olarak satilan bu kücük posetlerin icindeki toz, gercek Vanilyanin ucuz taklididir. Evde pasta,cikolata,dondurma,sekerleme,kahve, kakao ve likörlere tat veren Vanilya ayrica parfüm sanayisinde de cok kullanilir.


    Yeni Bahar:
    (latince:Pimenta officinale,ing.: All Spice)

Mersingiller familyasindan olan Yeni Baharin anavatani Bati Hind Adalari ve Amerikadir. Kokusu ve tadi tarcin,karanfil,karabiber ve hindistan cevizin harmanlamis haline benzetilir.O yüzden ingilzcede “all spice” (tüm baharatlar) adi verilmistir.

Yeni Bahar potansyum,manganez,demir,magnezyum,bakir ve selenyum gibi minerallere icerir. Ayrica A,B6 ve C Vitaminlerine yüksek miktarda sahiptir.
Faydalarinin arasinda damar sertligini önleme,hazmi kolaylastirma,gaz giderme ve vücudu kuvvetlendirmedir.
Mutfakta Yeni Bahari özellikle köfte yapiminda kullaniliyor. Onun disinda corbalara,etli dolma ve ic pilavlara,tursu ve konservelere,kek ve bisküvilere de ilave edilir.

    Zencefil:

    (latince:Zingiber officinale,ing.: Ginger)

Anayurdu güneydogu Asya olarak tahmin edilen Zencefil Malezya, Hindistanda ve özellikle Cinde yetisiyor.

Zencefil genel olarak sindirimi düzenler, gaz söktürür ve antiseptik özellige sahiptir. B ve C Vitaminlerini iceren Zencefil ayrica fosfor,demir ve kalsyum deposudur. Londra daki St.Bartholomew hastanesinin iddasina göre anesteziden uyanan hastalardaki bulantiyi ilaclardan daha cok Zencefilin giderdigini gözlemlemisler.

Yemekler disinda Zencefil gazoz,sarap,tursu ve recel yapiminda da kullaniliyor. Zencefil sebze yemekleri,pilav, izgara etler, corba, kurabiye,kek ve pastalar gibi genis mutfak ürünleri yelpazesinde yerini belirlemistir.

    Zerdecal:
    (latince:Curcuma longa,ing.: Curcuma root)
Hindsafrani ve özellikle dünyada Kurkuma adi ile de bilinen Zerdecal Zencefilgiller ailesinden olan cok yillik bitkidir.Zerdecalin anavatani dogu Hindistandir. Malesef Türkiyede yetistirilemiyor.

Astim,bronsit ve sinüzit gibi solunum yollari enfeksyonlarina iyi gelen Zerdecal, veremde de faydasini ispat etmistir. Ayrica tvücuttaki toksik maddeleri atip, antienflamatuar ve antioksidan özelliklere sahiptir.

Zerdecal daha ucuz oldugu icin Safran iceren bütün yemeklerde kullanilir. Özellikle sert tadi yüzünden güvec yemeklere katilir. Ayrica soslu sebze yemeklerine,yahni,türlü,soslu eriste ve makarnalara ilave edilir. Tatlilara Safran niyetine kullanilmasi tavsiye edilmez cünkü Zerdecalin Safrandan aromasiz olmasi tadina katkida bulunmaz.



Diger bölümler icin tiklayin:

11.Bölüm: Sumak,Susam,Tarcin,Tuz

MUTFAK BİLGİLERİ: Baharatlar (11. Bölüm)

Baharatlar mutfagimizda önemli bir yer almaktadir.
Hic bir Yemek, Tatli ya da en basit Salata bile onsuz düsünülmez. Baharatlar cok genis bir yelpazeden olusan dogal ürünlerdir. Bazilari toplanip komple kurutulur, bazilarin da kökleri ya da saplari kurutulup toz haline getirilir.
Bir kac tanesi de ayni sekilde taze de tüketiliyor (Nane,Maydanoz vs.).
Doga da bulunan her ürünün sifali bir etkisi vardir. Bunlari da göz ardi etmemek lazim. Sonucta vücudumuza giren bütün maddeler sadece tadlariyla bize zevk vermek disinda sagligimiza katkida bulunuyorlar.
Türkiyede en cok kullanilan Baharatlar ve özelliklerini kisaca bu dizide siraladim. Ayrica hangi yemeklerde kullanildigini da belirttim.

Eger ekleme yapmak isterseniz, yorumlarda katkida bulunabilirsiniz.


    Sumak:


    (latince:Rhus coriaria, ing.:Sumac)

Sumak Türkiyenin neredeyse her bölgesinde yetisir.
Sumak bitkisinin meyvesinin kurutulup sofra tuzu ile karistirilip ögütüldükten sonra bildigimiz eksimsi tadinda olan baharata dönüsür.

Sumak kan sekerini düsürür,hazmi kolaylastirir,mikrobu öldürür ve ates düsürür.Ishali kestigi gibi de idarar kacirmayi önler.

Sumak kokuyu azalttigi icin bol soganli salatalara (piyaz,patates salatasi gibi ) eklenir.Ayrica yemeklere eksilik katmak icin dolma,kebap ve corbalara da katilir.

    Susam:

    (latince:Sesamum indicum,ing.: Sesame seed)

Susamin anavatani Afrika kitasidir. Hindistan ve Cin disinda Türkiyenin sicak bölgelerinde de yetistiriliyor.

Yag orani ve enerji degeri oldukca yüksek olan Susam protein,kalsyum, magnezyum ve potasyum gibi mineraller acisindan zengindir. Ayrica tüm B Vitaminleri iceriyor.

Susam Tahinin ana maddesidir. Kisin bolca tüketilen Tahin ve Pekmez karisimin enerji veren parcasidir. Susamin yagi yemeklerde ve kizartmalarda da kullanilir.Simidimizi süsleyen susam ayrica cörek ve böreklerimizin de ( bazen Cörekotu esliginde) üstüne serpistirilir.

    Tarcin:

(latince:Cinnamonum,ing.: Cinnamon)

Defnegiller familyasindan gelen Tarcin, agacin kökünden cikan sivginlarin kabuklari soyularak kurutulup elde edilir.Ayrica agacin meyvesinden üretilen esansi parfüm yapimi icin kullanilir. Endonezya,Brezilya ve Jamaika gibi tropikal bölgelerde yetisen Tarcin ülkemizde ancak seralarda ve botanik bahcelerde yetisir.

Tarcin bircok baharat gibi sindirimi kolaylastirip mide ve bagirsaktaki gazlari giderir. Onun disinda kan dolasimini hizlandirip istahi da acar.

Tarcin cubuk ve toz halinde satilir. Kullanim alanlari da ona göre degisiyor. Benim soguk alginliginda yaptigim kis cayin icinde sekiz parcalara bölünmus bir elma ve bir ayva ile yarim cubuk tarcin, ihlamur,ada cayi ve taze Zencefil ile kaynatip iciyorum.
Toz hali ile sütlacin üzerine serpilir,tas kebabinda, turta ve keklerde (özellikle elmali,cevizli ve/veya havuclu olanlar),dondurma ve kisin avrupada cok tüketilen sicak sarapda kullanilir.

    Tuz:
    (latince: Sal,ing.: Salt)

Öncelikle tuz bir baharat degildir, ama ben tuzun baharatlarla sürekli anildigi icin bu listeye de ekledim. Kimyada sodyum klorür (NaCl) olarak bilinen Yemek tuzu yada Sofra tuzu mutfak disinda dericilik ve kimya sanayisinde de kullanilir. Tuzu elde etmek icin farkli yöntemler mevcuttur. Tuzlu suyun buharlastirilmasi veya Kaya tuzunun maden gibi cikartilmasi yaygin olanlardir.

Tuz deyince insanlarin ilk önce akline gelen her yerde duydugumuz zararlaridir. Dogrusu da fazla tüketimden kaynaklanan yan etkileridir. Aslinda bebeklerin besinden ve ictigi süt gibi iceceklerden aldigi tuzun yeterli olmasi yetiskinler icin de gecerlidir. Tuzun icerdigi iyot vücudumuz icin cok önemli olan minerallerden biridir. Boynumuzdaki tiroid bezlerinin hormon salgilamasini saglayan iyotun günlük ihtiyacini gida ve iceceklerden karsiliyoruz. Onun disinda tuz düsük tansyon hastalarin tansyonunu yükseltir, mikrop öldürür ve idrar olusumunu saglar.

Tuz bütün yemeklerde kullanilir. Ayrica cimdik dedigimiz minimal miktarlarda tatlilarda, pasta ve keklerde de ilave edilir.Ayrica salamura,tursu ve konserve islemlerinde de tuz iri ya da ince olarak kullanilir. Ve tabiiki Tuzu sofralarimizda ilave olarak Karabiber ve Pul biber esliginde yaygin olarak görürüz.

Ama herseyin fazlasi zararlidir bunu aklinizda bulundurarak tuzu ve diger baharatlari kullanin lütfen...




Diger bölümler icin tiklayin:

9.Bölüm: Nane,Pul Biber,Rezene

MUTFAK BILGILERI: Baharatlar (10.Bölüm)

Baharatlar mutfagimizda önemli bir yer almaktadir.
Hic bir Yemek, Tatli ya da en basit Salata bile onsuz düsünülmez. Baharatlar cok genis bir yelpazeden olusan dogal ürünlerdir. Bazilari toplanip komple kurutulur, bazilarin da kökleri ya da saplari kurutulup toz haline getirilir.
Bir kac tanesi de ayni sekilde taze de tüketiliyor (Nane,Maydanoz vs.).
Doga da bulunan her ürünün sifali bir etkisi vardir. Bunlari da göz ardi etmemek lazim. Sonucta vücudumuza giren bütün maddeler sadece tadlariyla bize zevk vermek disinda sagligimiza katkida bulunuyorlar.
Türkiyede en cok kullanilan Baharatlar ve özelliklerini kisaca bu dizide siraladim. Ayrica hangi yemeklerde kullanildigini da belirttim.

Eger ekleme yapmak isterseniz, yorumlarda katkida bulunabilirsiniz.

Safran:


(latince:Crocus sativus,ing.:Saffron)

Safran süzengiller familyasinin mensubu olarak ülkemizde de yetisiyor.
Bitkinin tepeciklerinden elde ettigimiz tozu Safran olarak kullaniyoruz. Yetistikleri ülkelere göre cesitleri degisir.

Faydasini öksürük,bronsit ve astim gibi solunum yolu hastaliklarinda gösterir.Ayrica rahimi hareketlendirir ki bundan dolayi hamile bayanlara verilmemelidir.

Safran genel olarak tavuk yemeklerinde,deniz ürünlerinde ve pilavlarda kullanilan bir baharattir. Ayrica sütlü tatlilarda ve zerde yapiminda da tat verir.

Salep:


(latince:Orchis,ing.:Orchid)

Türkiyede bati Akdeniz,Ege,Marmara ve bati Karadeniz bölgelerinde yetisen Salep bitkisi, ev ilaclarinda ve gida endüstrisinde kullanilir.

Salep solunum rahatsizliklarinda faydalarini gösterir. Bunun disinda zihni acar,kalbi kuvvetlendirir, cinsel gücü arttirir ve vücudu isitir ki bu özelligi kisin cok ise yarar.

Salep tozu süt veya su ile karistirip kaynatilir. Genelde kisin tüketilen bu karisim,yurdumuzda boza gibi mevsimin klasik icecegi olarak bilinir.

Sarimsak:


(latince:Allium sativum,ing.: Garlic)

Sarimsak sogan,pirasa ve zambak ile akraba olan yillik bitkidir.Türkiyede sarimsagin yogun olarak yetisen yeri Kastamonunun Tasköprü ilcesidir. Burada elde edilen essiz sarimsak, tadi ve etkisi ile en cok ilac yapiminda antibiotik olarak kullanilir. Ayrica buraya has olan sarimsak türü yaklasik bir sene sorunsuz olarak saklanabiliyor.

Alabama Üniversitesinin arastirmasina göre sarimsagin faydasi kokusunu veren maddeden kaynaklaniyor. Allisin adinda bu madde yüksek tansyonu düsürüp kan akisini hizlandiriyor. Ayrica kursun,civa, kadmium ve arsenik zehirlenmelerinde etkisini gösteren sarimsak, mikrop kirici özellige de sahip.
Sarimsak bir cok yemekte kullanilir. Baklagillerden köftelere,soslardan corbalara,dolmalardan kavurma ve bugulamalara kadar sayisiz yemeklerin olmazsa olmazi tadidir.




Diger bölümler icin tiklayin:

6.Bölüm: Karanfil, Kekik, Kimyon
7.Bölüm: Kisnis,Kus Üzümü,Mahlep
8.Bölüm: Maydanoz,Mercankösk,Muskat
9.Bölüm: Nane,Pul Biber,Rezene

MUTFAK BILGILERI: Baharatlar (9.Bölüm)

Baharatlar mutfagimizda önemli bir yer almaktadir.
Hic bir Yemek, Tatli ya da en basit Salata bile onsuz düsünülmez. Baharatlar cok genis bir yelpazeden olusan dogal ürünlerdir. Bazilari toplanip komple kurutulur, bazilarin da kökleri ya da saplari kurutulup toz haline getirilir.
Bir kac tanesi de ayni sekilde taze de tüketiliyor (Nane,Maydanoz vs.).
Doga da bulunan her ürünün sifali bir etkisi vardir. Bunlari da göz ardi etmemek lazim. Sonucta vücudumuza giren bütün maddeler sadece tadlariyla bize zevk vermek disinda sagligimiza katkida bulunuyorlar.
Türkiyede en cok kullanilan Baharatlar ve özelliklerini kisaca bu dizide siraladim. Ayrica hangi yemeklerde kullanildigini da belirttim.

Eger ekleme yapmak isterseniz, yorumlarda katkida bulunabilirsiniz.

Nane:


(latince:Mentha piperita,ing.: Mint)

Nane ballibabagiller familyasinin bir mensubudur. Bilinen 25 cinsin 7 si Türkiyede yetisiyor. Dünyanin astropikal ve iliman bölgelerinde bulunan Nane mutfak disinda eterik yagindan dolayi ilac yapiminda da ragbet görüyor.

Grip ve soguk alginliklarinda atesi düsürür ve mide bulantisini keser. Bagirsaklarda kolit yaralari olustuysa Nane bunlarin iyiesmesine de yardimci olur.
Naneyi kuru ve taze hali ile Ezogelin ve Yayla corbalarinda,cacik ve haydari tarzi soslarda,salata ve dolmalarda kullanilabilir.
Ben özellikle tazesini Kuru Fasulye piserken kullanirim ya da elimde yoksa sofrada pulbiber ile kurutulmus naneyi serpistiririm, sahane tat veriyor.

Pul Biber:


(latince:Capsicum annum (kirmizi biber),ing.: Red Pepper Flakes)

Kirmizi biberin iri ögütülmüs haline Pul biber denir. Tüm biber türleri yurdumuzda bolca ve her yerde yetisir.Kirmizi biber yogun olarak A,B 6,E ve C Vitamini icerir.

Pul biber kan dolasimini hizlandirir,uykusuzluga vesindirim problemlerine de iyi gelir.Özellikle bulasici hastaliklara karsi vücudu güclendirir.
Karabiber gibi cogu yemege aci tad vermek icin kullanilir. Köfte harcinda ve et yemeklerde de standart olarak kullanilan bir baharattir. Pul biber ülkemizde neredeyse her sofrada ek baharat olarak tuz ve karabiber esliginde bulunur.

Rezene:


(latince:Foeniculum vulgare,ing.: Fennel)

Maydanozgiller familyasindan gelen Rezene yurdumuzun tüm bölgelerinde yetistirilebilir. Özellikle tatli Rezene dünyada en kaliteli türlerdendir.

Rezene bronsit ve öksürük nöbetlerinde iyi gelir. Cay olarak bebeklere verilince onlari sakinlestirir ve rahat uyumalarini saglar.Ayrica gaz söktürüp mide ve bagirsaklari rahatlatir.
Rezene balik bugulama,Makarna ve salata sosu,balik corbalarinda ve özellikle Cerkez tavugunda kullanilan bir baharattir.Ayrica cayi da cok tüketilir.




Diger bölümler icin tiklayin:

6.Bölüm: Karanfil, Kekik, Kimyon
7.Bölüm: Kisnis,Kus Üzümü,Mahlep
8.Bölüm: Maydanoz,Mercankösk,Muskat