KİTAPGÜNLÜĞÜM: Ocak ayında okuduklarım

Herkese merhaba,

2016 yılına girmeden kendime bu yıl için 33 kitap okuma hedefi koydum. Bu fikri vikitap' daki uygulamadan aldım ve başarırsam kendimle gurur duyacağım kesindir :)

Ocak ayında 3 kitap bitirmiş oldum. Genelde akşam yatmadan okuma fırsatım olduğu için, hepsini e-kitap olarak okumuş oldum. Eşim uyurken karanlıkta okumak için tek imkanım buydu. Ayrıca evimde misafirler olduğu için salonda' da ne yeterince sakin ortamı bulabiliyorum, ne de geç saatlere kadar oturabiliyorum. Bu yüzden telefondaki ePub uygulaması benim çok işime yaradı. Şu ana kadar 200 kitap kayıtlı olarak okunmasını bekliyor, bakalım hepsine sıra gelecek mi...

Her ay okuduğum kitapları kısaca özetleyerek, fikirlerimi sizler ile paylaşacağım. Bazı eserler hakkında daha detaylı yazmak gerekirse, “Kitapgünlüğüm” başlığı altında alışılmış şekilde düşüncelerimi sizler ile paylaşacağım.

Gelelim Ocak ayında okuduğum 3 esere:


Nazan Bekiroğlu - Nar Ağacı




Tarihi altyapısı olan hikayelere zaafım olduğu için, tüm kötü yorumlara rağmen kitaba şans tanımaya karar verdim. PDF kitap olarak İnternet' ten indirme şansım olduğu için, kaybedecek bir şeyim olmadığını düşündüm.
Kitabın ana konusu yazarın dedesinin ve anneannesinin tanışmasıdır.
Taht-ı Süleyman (İran) asıllı Settarhan ve Trabzonlu Zehra'nın yolları birleşene kadar yaşadıkları serüvenler, yazarın an be an bize biraz kopuk şekilde aktarması bazı okuyucuları yorabilir. Detaylı betimlemeleri ve kendine has anlatma stili bazen hikayenin akıcılığını frenliyor. Yazar dedesi hakkında yetersiz bilgi sahibi olduğu için memleketi Trabzon'dan yola çıkarak, Settarhan' ın izini sürüp İran' daki akrabaları ile görüşür. Oradan ele geçirdiği bazı fotoğraflar sayesinde zaman zaman bir rüyaya dalar gibi zaman yolculuğuna çıkıp, aktörlerin yaşadıklarına tanıklık eder. Bu sadece gözlemledikleri ile sınırlı kalmaz. Düşüncelerini ve hissettiklerini de bize aktarır. Arada kendi bilgileri ile harmanlayıp, gelecekte yaşadıklarını da bize iletir ki böylece bağlantı kurmamıza yardımcı olur.
Eser kolay okunacak ve akıcılığına kapılıp, çerez niyetine tüketilecek piyasa romanları gibi değildir. Konuya odaklanmanız gerek. Yazarın üslubuna ayak uydurmak, hikayenin akışına kendinizi kaptırmak zor olabilir. Ben yine de severek okudum. Sadece sonu beni biraz üzdü. O kadar okuyup o iki insanın birleşmesinin ne şekilde gerçekleşeceğini sabır ile beklerken, daha derin daha sarsıcı bir karşılaşma beklerdim. Bu maratonda son metreler maalesef fazla hızlı ve biraz özensiz geçti.
Sanki artık nefesi kalmamış, bir an önce bitireyim de gitsin gibi damakta tat bıraktı. Sonu bence kitaba yakışmamış ve beklentilerimi az da olsa aşağa çekti. Yoksa okuması değer kitap olarak gördüğüm bir eserdir.

Puanım: 4/5


Gustave Flaubert – Bir delinin anıları




Flaubert' in adını genelde ünlü romanı '' Madame Bovary '' ile anıldığında duyuyoruz. En ünlü eseri bu olsa da onun bir evveli de vardı. Tam 17 sinde yazdığı ve o yaşına uygun konuları içerdiği '' Bir delinin anıları'' size yazarın sağlam adımlar ile edebiyat dünyasına girişine dair tanıklık eder. Flaubert' in konular arasındaki geçişleri sıra dışı, ruh halini yansıtan haykırışlarının zaman zaman bir delinin kini anımsatan cinsindendir. Biraz dağınık ve çizgisi olmadığı gibi gözükmesi aslında o yaştaki bir gencin yaşama ve olaylara karşı ne kadar çaresiz olduğunu gösteriyor. ''Realizm akımının realist olmayan'' yazarı olarak tanımlanan Flaubert bu ilk eseri ile benim genç yaşlarımdaki alkollü halimde filtresiz dışa vuran monologlarımı anımsatıyor. Beynimde gelişen sorular, düşünceler ve sitemler de öyle çaresizce karmakarışık şekilde dilimden düşerdi. Nostaljik havamda bu klasiği özellikle genç okuyuculara tavsiye ederim. Eminim ki zamanı için epey modern tarzı ile bugünlerde de hayranları bol olabilir.

Puanım: 5/5


Paula Hawkins – Trendeki Kız




Modern polisiye romanı olarak son zamanlarda popüler olan bu eseri epey merak etmiştim. O kadar övgü toplayan bir kitabı okumadan olur mu düşüncesi ile yine ücretsiz e-kitap olarak indirme fırsatım oldu. Çocukluğundan beri detektif romanlarını adeta bir nefeste okuyan Gamze o eski heyecanı yine yaşamak için can atarken, bu sefer hayal kırıklığına uğradı. Ana karakterin psikolojik sorunları ilk başta enteresan gibi görünse de ilerleyen sayfalarda epey sıkıcı haller aldı. Üstelik katilin bahçivan olması (klasik polisiye göndermesi) çok bariz şekilde ortadaydı. En azından ben bunu öyle algıladım ve haklı çıktım diyebilirim. Polisiye romanlarına yeni yeni ilgi gösterenler için ideal ve heyecan verici olabilir ama benim nabzımı maalesef yükseltmedi. Akilah Azra Kohen' ın 3 lü serisinin ilk kitabı kadar beni hayal kırıklığına uğratmasa da, bence fazla pompalanmış olduğunu diyebilirim.

Puanım: 3/5

Ocak ayın özeti bu kadar. Umarım Şubat' ta planladığım 5 kitabı okumaya fırsat bulabilirim. Sizlerin fikirlerini alma isteği ile değerli yorumlarınızı merak ile bekliyorum.


Sevgilerimle <3 

23 yorum:

  1. Ah gamze...senle birlikte hareket edeyim diyorum ama çok zor. Ocak ayında bir klasik bşyyi. Bu ay iki kitap hedefliyorum biterse. Hiç vaktim yok çocuklardan

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitaplar her zaman var ama çocuklar daha önemli... Ben gece uykumdan çalıp okumaya gayret ediyorum, bakalım bu tempo ile ne kadar devam ettirebilirim...

      Sil
  2. Bu uygulamaya bakacağım ben de. Kitaptan okumak daha çok hoşuma gidiyor ama ulaşmak zor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Android telefonlar için Moon+ Reader i tavsiye ederim, vikitap internette kitapseverler için bir sitedir oraya üyeyim. Eğer pdf veya epub kitap ücretsiz olarak arıyorsan "pdfkitapoku" sitesini tavsiye edebilirim. Bilgisayar'a indirip Calibre uygulaması ile epub formatına çevirip telefonun SD kartına aktarıyorum. Böylece rahatça gece yatakta okuyabiliyorum :))

      Sil
    2. Bu açıklama benim çok işime yarayacak! Gündüz mümkün olmuyor, gece de ışık yakmak konusu problem oluyor. Teşekkürler.
      Nazan Bekiroğlu'nu çok duyuyorum. Merak ettiğim yazarlar arasına girdi... 17 yaş! yazar o yaşın enerjisini ne güzel kullanmış... Polisiye türünde çok az kitap okudum yıllar önceydi Jeffrey Archer yazarın adı idi. Bazı kitaplar hakikaten bağımlılık yapan bir sürükleyiciliğe sahip oluyorlar. Umarım sağlam bir kitap bulup bu türü tekrar hayatıma sokabilirim.

      Sil
    3. Buna sevindim, umarım okuma hevesini ateşler :) bu arada ben polisiye romanlarında klasik olarak sherlock, poirot ve miss marple ile başlamıştım. Belki bir ipucu olabilir sana...

      Sil
  3. Nar Ağacını okuyamadım bi yaa :/ Trendeki Kızla ilgili düşüncemiz aynı zaten :) Bir Delinin Anılarının da ismi tam benlik :D bi de ben e-kitap okuyamıyorum ya :( ışığı kalkıp kapatmaya üşendiğimden normal kitap da okuyamıyorum yatmadan :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında ben kitabın kokusuna aşığım ama anne olduğumdan beri sadece gece saatlerinde okuma fırsatım oluyor. Onun için e-kitap kurtarıcı oluyor ama yerini asla tutmuyor tabiiki

      Sil
    2. Aa bi de şey 1000Kitap'a da bi göz at bence :) vikitaptan çok daha fazla seviyom ben :)

      Sil
    3. Önerin için teşekkür ederim, hemen bakıyorum :))

      Sil
  4. Merhaba Gamzecim ! o kadar imkanım olmasına rağmen bu aralar kitaplara uzak kalan bana çok iyi ilham oldun ! tebrik ediyorum gerçekten ar ağacını severek okumuştum :) bol okumalı yıllar diliyorum, esen kal !

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler canım, kitaplar ruhumuzun gıdasıdır. Bir tane okusan bile yeterlidir,öpüyorum :))

      Sil
  5. Okuduklarina baktigimda kitap zevklerimizde benzerlikler görüyorum. Ben de çok az zaman bulabiliyorum. Yogun dönemlerim icin daha rahat okuyabilecegim rahat zamanlarimda da daha agir klasik eserleri seciyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende de aynı, onun dışında yazın hafif gıda yediğim gibi hafif konulu kitaplar tercih ederim. Kışın da daha ağır toplar beni çekiyor ("Ulysses" sırada bekliyor)...

      Sil
    2. Ben de kütüphanede eski hazineler kesfettim sömestr icin alacagim.

      Sil
  6. Kitap okumak o kadar iyi geliyor ki uyumadan önce 1 sayfa bile olsa mutlaka alirim elime kitabi, motive etti beni yazin tekrar ne kadar güzel birsey yaptigima dair, bol okumalarimiz olsun

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağol cnm, kitaplar ruhumuzun gıdasıdır derler... Belki ileride okuduğun kitaplar hakkında düşüncelerini blogunda paylaşırsın, ne dersin?

      Sil
  7. Trendeki Kiz. Ben bir merakla alip bir hayalkirikligi ile bitirmistim kitabi. Rachelin bunalim hali beni bayagi bir yormustu. Katilin tahmin edilebilir olmasi biraz üzmüştü. Ama yazarin insan psikolojisi uzerine yazdiklari ilgimi cekmisti. Umarim okuma hedefinize ulasir hatta geçersiniz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim, anlattıklarınıza göre kitap hakkında aynı fikire ve tecrübeye sahibiz :) bloguma ayrıca hoşgeldiniz, umarım paylaşımlarımız ile birbirimize faydamız dokunur...

      Sil
  8. Kitap listemde alınmayı bekliyor fakat çokta olumlu yorumlar okumadım :(

    Keşif etkinliği ile gldim, takibe alıyorum. Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoşgeldin, hemen ziyaretine geleceğim... :)

      Sil
  9. Üçünü de okumamışım. Merakımı cezbettiler, teşekküler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hedefime ulaştım demek, yorumun beni çok mutlu etti :)) ben teşekkür ederim

      Sil

Sanatçı' ya alkışı, Blogger' a yorumunuzu esirgemeyin...
Teşekkürler ve Sevgiler 💖