MİM: Takıntılarım ve ben

Herkese merhaba,



Bu aralar popüler olan mimlerden birine katılma daveti sevgili Sevdicann tarafından gelmişti, kendisine teşekkür ederim :)) 

Ayrıca Miras Erist arkadaşımızın bu mime katıldığı yazıyı okumanızı tavsiye ederim, kalemini sevdiklerimden biridir. 

Gelelim benim takıntılarım ve sevip sevmediklerime:

- Temizlik konusunda aşırı titiz olmasam bile temizlik yaparken kendi standartlarıma göre mükkemmel sonuç alana kadar silip süpürürüm. İstediğim gibi olmazsa huzursuz oluyorum. O yüzden hiç gündelikçi almam evime. Peşinden koşup onun unuttuklarını düzeltmekten strese girerim ve üstüne dünyanın parasını öderim. Mersi, almayayım gerek yok.
Annem bana yardıma geldiğinde onu bile azarladığım oldu yıllar evvel, bana biraz kırıldı ama sonra barıştık. Artık bana yardıma gelmez para versem de :))

- İnatçının biriyim, kendimi haklı bulursam nuh derim peygamber demem. Çocukluğumda bunun dibine vurmuştum artık inatçılığım hafiflese bile yok oldu anlamına gelmiyor. Kafam atarsa yine aynı derecede ısrar ederim, o da benim kusurum olsunnn.

- Kahvekoliğim ezelden, bu önceden yaptığım işimin suçu. Vardiyalı çalıştığım için gece ayakta kalmak ve zinde olmak için koffeine saldırdım yıllarca. Artık işe geldiğimde önüme bir büyük kahve ve yanına büyük bardak su konulurdu, sinirlenince de aynı şekilde. Arkamdan " koffeini az gelmiş bugün,verin bir kahve de rahatlayalım ekip olarak" diyen bir müdürüm vardı, o derece korkardı koffeinsiz halimden ( abartıyordu bence, yamyam mıyım ben???).
Hala koffeine ihtiyacım var ve hiç sorun yaşamadan gecenin üçünde kahveye hayır demem ve üstüne inat da mışıl mışıl uyurum. Eşim mesela saat öğleden sonra üç itibari ile kahve içerse gece evde cirit atıyor, bu kadar etkilenmesini anlamadım gitti...

- Çizgi filmleri hala severek izlerim. "Buz Devri" deki Scratch benim favorilerimden biri. Hele "Madagascar" daki penguenlere hiç dayanamam. En son "Maşa ve koca Ayı" ya takıldık kızımla izliyoruz. Önceden internette rusçasını ezberlemiştik, şimdi ne dediğini artık anlıyoruz Acun sağ olsun.

- Yükseklik korkum var. Okulda yüzme dersinde 3 m platformdan atlayamadım ve birisi beni itmişti. Az kalsın boğuluyordum, öğretmen de bu olay üzeri okuldan atıldı. Zaten Gestapo ajanı gibi biriydi, sürekli çocukları aşağlıyor ve komuta verip duruyordu. Ben orada korkum ile boğuşurken arkamdaki çocuğa "it şunu, ders bitecek atlayana kadar" demiş o da yapmış. Biz umumi havuzda ders gördüğümüz için orada bulunan insanlar buna şahit olmuşlar ve okul müdürüne de bildirmişler, yoksa hala görevde olacaktı acımasız kadın. 
Biz 4. cü katta oturuyoruz ve hala aşağaya bakarken o derin suyu görüp irkiliyorum. Teşekkürler Bayan Rottenmeier!!

- Dar ve kalabalık ortamlardan nefret ederim. İstiklâl Caddesinde bile soğuk ter akıtıp aşırı strese girdiğimi bilirim. Geçenlerde H&M in bir lansmanında ünlülerin yaşadıkları ezilme tehlikelerinin videosunu izledim. Ben bu tür manyaklıklara üstüne servet verseniz bile katılmam. Cinnet getiririm ve geçiririm, bundan zevk mi alıyorlar gerçekten??

- Pazarlık yapmayı beceremiyorum. Yıllar evvel yaz tatilinde Türkiye'ye geldiğimizde pazardan bir çanta beğenmiştim. Fiyatını sordum ödeyecektim, adam beni tersledi: " Kızım sen hastamısın?? Bu fiyatı hemen ödüyorsun, indirim istesene" Ben şaşkın tavuk gibi baktım ve "Amca sen fiyatını söyledin işte, indirim yapacaksan baştan niye söylemiyorsun??" dedim. Pazarcı baktı ki bu işten anlamıyor, saf gurbetçi kuşu pazarlıktan vazgeçti, yarı fiyata verdi çantayı bana. 
Ne bileyim, ben utanıyorum pazarlık yaparken. Hiç öğrenmedim ki. Almanya' da fiyat neyse onu ödüyorduk. Teyzem mesela pazarlık uzmanı. Dil döker bir saat 5 lira indirim için. Yalvaracak az kalsın. Onunla alışverişe çıkmam zaten, yerin dibine girme tehlikesi yüksek...

- Birinin başına kötü bir şey gelse, ne olursa olsun onu teselli etmek için olaydan iyi bir şey çıkarırım ( kendim inanmasam da). Misal olarak bir arkadaşımın muhabbet kuşu kedisi tarafından akşam yemeği niyetine midesine indirmişti. O hüngür hüngür ağlarken onu sakinleştirmek için " Zaten Cikcik çok yaşlıydı uçamıyordu, sesi çıkmıyordu boş boş bakıyordu. Yumak' ın ( kedi ) sayesinde şimdi kuş cennetinde daha huzur içinde." Kendisi onun cennet yolunu bu kediyi evlatlık edinmekle yapmıştı zaten ama ne diyebilirim ki? Zaten kendisi de farkındaydı ki ağlamayı bırakıp kahkaha attı. Neyse sonuç önemli, bir daha kuş almadı ve o kedi hala evde hükümdarlığını devam ettiriyor. 

- Sabırlı sabırsızlardanım. Hemen uygulanacakları beklemeden hallolsun isterim. Sırada dikilip on saat bir işlemin uyuşuk şekilde yapılmasına tahammülüm yok. Hele ATM sırası beni fazlasıyla geriyor. Ama zamanı ve yeri değilse tam bir sabır taşıyım. Beklerim...beklerim...beklerim... yok daha neler, olup bitmedi mi hala???

- Hesaplı alışveriş yapmayı bilirim, fiyat kıyaslarım ve daha uygun bulursam alırım.  Ama hiç planlamamış ani harcama yaparım sırf kızımı sevindirmek için.

- Özellikle bu aralar blogları okuduğumda yazarların görüntüleri yok ise kafamda kendilerini şekillendiririm. Tam o kitaplardaki kahramanları nasıl canlandırdığımız gibi. Yaşam alanlarını, çevreleri, duruşları, görüntüleri anlattıkları hikâyeleri ile kafamda oluşuyorlar. Size de oluyor mu?

- Nedense bir bayanın hamile olduğu zaman erkek mi kız mı doğuracağını %99 doğru bilirim. İki bacaklı hamile testi diye  lakabım vardı. Bir kez bunun dibine vurdum maalesef. Kafede otururken bir arkadaşımla karşılaştım. O ayakta olduğu için ( yazdı bu arada) gözüm bir an göbeğine takıldı. Yanımdaki diğer arkadaş ile konuşuyordu. Ben birden patavatsızca ( ki normalde hiç öyle değilim) " Kız sen hamile misin?" dedim. Uzun zamandır bebek istediği için öyle bir haber ondan bekliyordum. Birden bembeyaz oldu ve " Yok öyle bir şey, olmuyor maalesef" diye geçiştirdi. Ama huzursuzdu, doğru gitmeyen durum vardı belli ki. Sonra bana ondan telefon geldi ve ağlayarak açıkladı: Hamileymiş ama eşine bile söylememiş tam emin olana kadar. Sonra bebeği kaybetmiş ve görüştüğümüz gün ameliyat geçirmiş. Oraya da bir arkadaş ile buluşarak kafasını dağıtmaya gelmiş ve pot kırma konusunda usta olan Gamze ile karşılaşmış. Kimsenin haberi olmayan bu olayı bilmemin mümkünatı yoktu ve keşke söylemeseydim. Artık içimden geçse bile söylemiyorum, bana kötü ders oldu...

Benden bu kadar :) 

Özellikle kimseyi etiketlemedim ki sanırım çoğu blogcu arkadaş benden evvel katıldı ve yılbaşı öncesi herkes için yoğun geçiyordur. 

Okuduğunuz için teşekkürler <3

10 yorum:

  1. Pazarlık yapılmaz mi hic.Amca yarı fiyatına vermiş Allah'tan. .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Piyasa fiyatını bilmezsen öyle olur, ben hala pazarlık yapmayı beceremiyorum ama en azından deniyorum :))

      Sil
  2. Mimi ilgi ve keyifle okudum. Üzüldüklerimde oldu, havuz olayı feciymiş, yüksekliğin üzerine birde su korkusu edinebilirdiniz. İyi ki öyle bir şey olmamış... Fotoğrafsız bloggerleri bir dönem ben de çok merak ediyordum, ama şimdilerde kaybolmuş o merakım, siz yazınca fark ettim... Bir de başıma kötü bir şey gelince -inşallah gelmez- yazayım size, amaç teselli aramak tabi :)) Sevgiler diliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Seve seve pozitif enerjim ile kara bulutları kovarım başınızdan, yorumunuz ve ilginiz için teşekkürler :)

      Sil
  3. Aynı sabirsizlik durumu bendede var hic biseyin beklemesinden hoslanmam o is sonuclanana kadar ben kendi kendimi yerim:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Belli ettirmesen de içim içimi yer bu beklemeler, tabiatım kurusun ;)

      Sil
  4. bende kahvekoliğim ya lanet bişey bünye alışınca bırakamıyosun. Gel alışverişe çıkalım beraber esnafı canından bezdirelim ben yaparım pazarlık :D ultrason gibi kadınsın valla :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir falcıya gitmiştim öylesine, bana bakıp ne geldin buraya dedi. Ben şaşkın şaşkın bakınca bana dedi ki : "Senin 6. hissin güçlü, kendi falına kendin bakarsın bana ne para harcıyorsun??" Bir ara heveslenip Tarot Falı baktım arkadaşlara ama gün aşırı gelip baktırmaya başladılar abuk subuk konular için bende sıkılıp bıraktım. Kahvedendir bence zihni acaip açıyor :)) Bursa'ya gelirsem bir çarşı pazar yaparız artık kayda geçti teklifin...

      Sil
  5. Nasıl öğretmenmiş o? Bizde olsaydı görevine devam ederdi ama en fazla sürgüne giderdi ki oradaki öğrencilere yapsın aynısını!!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Saklayacaklarını bilmedikleri için mecbur kaldılar ama dediğin gibi atılmazdı almanyada da. Lisede bizim kimya öğretmeni vardı, tam bir nazi kalıntısı. Sınıfın çoğu yabancıydı ve günün birinde kapıları kitleyip gaz maskesini takmış. Sonra sınıfa yahudilerin kamplarda gazı nasıl hissettiklerini onlara göstermiş. Çocuklar camdan atlamışlar ( allahtan giriş katıydı). Ceza yedi kimya dersi veremiyor artık ama ingilizce öğretmenliğine ölene kadar devam etti. Ama Türkiye' de üstü kapatılıp dediğin gibi sürgüne gönderilirdi. Psikopatlar ülkesi olduk resmen,çocuklarımızı allah korusun...

      Sil

Sanatçı' ya alkışı, Blogger' a yorumunuzu esirgemeyin...
Teşekkürler ve Sevgiler 💖