Herkese merhaba,
günlerdir içimden birşeyler yazmak gelmiyor desem de diyecek çok şey birikti bende. Nevruzun anlamını baz alarak soğuk ve kara mevsim olarak bilinen kış'a elveda deyip, doğanın uyanıp yeniden filizlenmesine yol açan bahara merhaba demek isterdim. Bahar en sevdiğim mevsimdir. Herşey yenileniyor, hava ısınıp doğa uyanıyor. İlk ılık esintiler ruhumu okşuyor,derin nefes alıp yüzümü ve içimi ısıtan güneş ışınlarını kucaklıyorum resmen. Her sene bu anı beklerim. Her sene yeniden filizlenir içimdeki o yaşam sevgisi....
Bu sene olmuyor. Peş peşe patlayan bombalar, yükselen korkular, içimizdeki kara kışı daha da karartıyor. Kasvetli bir hava var İstanbul' da. Bugün Taksim' de bomba patladı. 4 can birden aramızdan yok oldu. 37 si hala savaş veriyor, aralarında iki küçük kız çocuğu. Çoğu yabancı, ama insan ne de olsa diyen bir bakan içimi ürpertiyor. Sosyal medya' da lanetler, kınamalar ve dahası savruluyor. Daha kötüsünü bekliyoruz diken üstünde. Ama bundan etkilenmeyenler de var. "Bana ne ya, ben yaşamımı olduğu gibi devam ettirip lay lay lom takılıyorum. Korkusuzum, Sörvayvır'dır esas hayat dersi veren. Oradaki yaşam savaşıdır, terrör bana vız gelir." Acıyorum size...
Ne güven kaldı ne de yaşam sevinci. Gittikçe utanıyorum hayatta kalmaktan. Benim ne ayrıcalığım var? Sadece yanlış zamanda yanlış yerde olmamam mı hayatta kalmamı sağlıyor? Oysa ki yarın market'te alışverişimi yaptıktan sonra arabama giderken yanımdan geçen kalın montlu adam belki son gördüğüm insan olacak, kim bilir?
Bu şehirde kendimi hiç güvende hissettiğimi hatırlamıyorum. Her an bir kötülük başıma gelecekmiş gibi tedirgindim. Ama bu kadar karamsar olmadım.
Bloguma iyimser yazı koymak isterdim bu günlerde. Çiçekli, böcekli doğa resimleri ile süslemek, cici bici ve gülücükler içeren pozitif enerji vermek isterdim sizlere. Nevruzu öyle müjdelemek isterdim. Olmadı bir türlü.
Takvim'e bahar geldi, cemreler düşüyor.
İçimizdeki kara kış sürüyor, bombalar patlıyor. Lanetlesem de kimin umrunda??
Kaldı ki olayların gerçek suçlusunu tespit ederken sorulacak soru:
Cui bono??
Cevabını bulursak belki Nevruz bize de gelecek...
Sevgili Umutlu Ev Kadını,
YanıtlaSilTüm güzellikler sizinle olsun…
Sevgilerimle
Cümlemize Jamie, teşekkürler...
Siloff ya, sokağa çıkmaya korkuyoz, herkes birbirine telefon ediyor, patlamadın değil mi diyor, hayal ve umut kalmadı of of.
YanıtlaSilİyice kötümser olduk, değil mi? Hedefine ulaşamadılar ama, sadece durakladık...
YanıtlaSilÇok yerinde bir yazıydı Gamze kızım. Keyiflendirici yazmak için önce keyifli olmak gerek.Bugünlerde hala bu hali sürdürebilenler varsa egoist sıfatı altında yerlerini alırlar. Keyfe ise hepimizin son derece ihtiyacı var. inşallah sözlüklerde manasını yitirecek hale gelmez yaşadıklarımızdan sonra uzun süre galiba öyle devam edecek sevgiler Gamze..
YanıtlaSilUmudumuzu yitirmeyelim. Durum ciddiyetini koruyor ama çok da karamsar olmak istemiyorum. Elbette güneş bizim de içimizi ısıtacak bir gün...
YanıtlaSilÇok zor bir dönemden geçiyoruz. Ailemi günde kaç kere aradığımı bile bilmiyorum artık. Umutlar tükeniyor içimizde.
YanıtlaSilHepimiz için zor süreç,yorumun için çok teşekkürler...
SilSöylediklerinize katılmamak mümkün degil...içimizdeki huzur hala yerini alamadı alamıyor bir türlü...kötü günlerin biteceği zamanları bekliyoruz..normalleşme sürecimiz dahada uzamaz umuyorumki
YanıtlaSilBende onun için dua ediyorum...
SilUmarim en kisa zamanda o kara bulutlar kalkar
YanıtlaSilBu da bitecek bundan eminim, öptüm canım
SilKabis gibi ne yazik ki. Olan hep suçsuz insanlara oluyor.
YanıtlaSilUmutlu ve korkusuz olmak zorundayız resmen.. kendimiz, ailemiz ve ülkemiz için.. kolay mı elbette hiç kolay değil ama umut yayıldıkça güçleniyor..
YanıtlaSilbahar sevincini bile bu sne herkes doya doya yaşayamadı maalesef umutlarımızı bile söküp almaya devam ediyorlar yine umutluyum ben güzel günler göreceğiz buna yürekten inanmak için çaba harcıyorum
YanıtlaSilİnşallah canım, umudumuzu kaybetmeyelim...
Sil